Skip to main content

Bir ev düşünün, araçla ulaşımı yok. Daha doğrusu karadan giden bir araçla, denizden gidebilirsiniz ya da yürüyerek gidebilirsiniz. Ne kadar güzel bir ev ne kadar güzel bir yöntem, peki bu ev nerede diyecek olursanız kendisi Norveç’de. Bir tek Norveç’de yoktur tabi birçok yerde olabilir. Ülkemizde de yapılabilir belki böyle bir ev bilemiyorum. Ama nedense bu ev haber olmuş benimde dikkatimi çekti yazıp, paylaşayım dedim.

Norveç seyahatimde bizzat gözlerimle de gördüğüm birçok muhteşem evlerden herhangi birisi bile bu evden çok daha güzeldir elbet. Biliyorum çok büyük bir güzelliği ya da etkileyiciliği yok bu evin. Konu aslında bu evin yolunun, deniz yolu olması. Evet, bu oldukça dikkat çekici, fakat inanın o coğrafyada çok daha dikkat çekici evler gördüm. Örneğin evlerden biri şöyleydi. Küçük bir koyun ortasında bir adacık vardı ve ev bu adacığın üzerindeydi. Ufak şirin güzel bir tek katlı ev vardı. İskelesinde bir küçük tekne, karşı kıyıda da bir iskele ve iskelenin yakınlarında bir araba vardı. Ne diyeceğimi bilemediğim bir andı. Orada yaşamak isterdim dedim kendi kendime ve sonra daha ileride yine bir benzerini gördüm bu kez ada üzerinde değildi sadece. Bu ve bunlar gibi belki yüzlerce örnek ile karşılaştım.

O sıra bu konuda oldukça kafa yordum. Neden dedim kendi kendime neden bizim böyle bir yaşam standardımız yok. İmkân olarak olsun doğal güzellik olsun hepsi bizim ülkemizde de var. Evet, belki bizde nüfus olarak çok büyük bir fark var. Belki de neden budur. Az insan olduğunda yaşam daha bir güzel oluyor olabilir. Bu kadar kalabalık bir ülkede herkesin böyle bir evi olamaz öyle değil mi? Bizlerin evleri kutu kutu olmalı. Beton yığınlarının üst üste getirildiği, adına eskiden apartman, şimdilerde ise daha da yüksek yapılıp, havalı havalı residance denilen betoncuklar olmalı. Biz böyle yerlerde yaşıyor sanmalıyız kendimizi.

İnanın bu kadarında değil gözüm. Sadece ve sadece küçük bir bahçe istiyorum. Hepsi bu. Ha eğer yapabiliyorsak gürültü olmayan bir yer de isterim. Eğer olabiliyorsa. Biliyorum olamıyor. Hele hele İstanbul denen bu karmaşada bu dediklerim bile büyük bir hayal çoğu kez. Bir apartman dairesinde zemin kat tutayım desen ya hırsızlık olur ya da su basar. Şehre uzak olsun ama bahçesi olsun fiyatı da uygun olsun desem bu kez de yollarda perişan olurum. Her halükarda bir kötü yan bulur. Zaten ev meselesi hakikaten mesele İstanbul’da, bir ara çok yoğun ev aradım taşınmayı düşündüm ama gerek emlakçılar gerek ev sahipleri beni dehşete düşürdü. Büyük bir korku içinde uzaklaştım. Sanırım ülkece tuhaflık sınırlarını zorluyoruz…

Neyse bu yazı uzar gider. Fazla uzatmadan kesmek lazım, evlere bakıp iç geçirip, kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Bir Ev Düşünün

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.