Skip to main content

Çok sert bir film seyrettim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Film diyorum ama aslında gerçek hayat. Gerçek hayatta olanları az biraz yumuşatarak film yapmışlar. Bu yumuşatılmış hali bile baş edilmesi çok zor. Düşünmesi bile yeterince rahatsız edici.

Film aslında klasik bir gazeteci filmi gibi başlıyor. Tanımlamamamı mazur görün lütfen. Aşağılamak değil amacım sadece başlangıca verebildiğim isim bu. Yoksa bende biliyorum gerçek gazetecilik bu filmde ki ekibin yaptığı iş. Bunu bende biliyorum fakat yıllardır bize gösterilen iğrençliğe de gazetecilik denildi. Bizlerde ne yazık ki gazeteci denilen kimseyi, görevini çıkarları için yapan aşağılık bir pislik olarak tanıdık. Televizyon ve gazeteden sonra internette de bunun örnekleri defalarca kez gördük. Fakat bu filmde daha doğrusu bu hayat kesitinde bizlere gösterilen, olması gereken, gerçek gazetecilik mesleğidir.

Seyretmeye devam ettiğimde, filmde gelişen olayların aslında bu kadar basit ya da basit demeyelim de sıradan olmadığını gördüm. Sürekli yaşanan bir olay ama bu kadar net bir dille gösterilmesi beni şaşırttı. Hem de Amerika gibi sözde özgürlüklerin olduğu, işlerin gizli kapaklı kimsenin ruhunun bile duymadığı şekilde halledildiği bir ülkede. Hoş böyle olmayan bir ülke var mı ben bilmiyorum ama neyse konumuz bu değil.

Konu bu kadar net bir şekilde ortaya konunca ilgim yakınlaştı tabi. Filmde cinsel istismar yapan din adamlarının, kilise tarafından nasıl korunduğundan bahsediliyor. Bu korunma bir zaman sonra -ki bu zaman 1970’lere kadar gidiyor- muazzam bir sisteme dönüşmüş. Tabi bu sistem sadece kilise ile kalmamış yeri gelmiş savcılıkta yeri gelmiş poliste kendine yer bulmuş. Konu zaten kilise olunca daha doğrusu konu din olunca tüm kapılar bir şekilde açık oluyor biliyorsunuz.

Fakat sonrasında birkaç kurban tarafından araştırmalar basına verilmiş. Fakat ne hikmetse bu bilgiler bir şekilde göz ardı edilmiş ve yok sayılmışlar. Ne kadar ilginç değil mi? Hayır elbette değil! Dünyamızı unuttunuz mu yahu? Bizim dünyamıza özgü şeyler bunlar şaşırmayın lütfen.

“Bütün köy, bir çocuğu yetiştirebildiği gibi pekâlâ ona tecavüz de edebilir.”

Ama bir zaman daha sonra konular tekrar eşilmeye başlanmış. İşte bu eşilme yani araştırma sürecinde ekibimiz yani Spotlight bu haberin aslında birkaç rahibin yaptığı sapıklık değil, doksanın üzerinde rahibin yaptığı sapıklık olduğunu ve kardinal de dâhil olmak üzere birçok kişinin buna göz yumduğunu ortaya çıkartıyor. Ekibimizin adı zaten bu tip durumları ortaya çıkarmak için çok iyi bir isme sahip.

Fakat bu ortaya çıkarma o kadar basit değil. Sadece devlet kurumlarından ya da kiliseye yakın olanlardan değil herkesten tepki almaya başlıyorlar. Evet, yanlış okumadınız herkesten. Buna ekibin akrabaları da dâhil, buna kurbanların akrabaları da dâhil, buna en ama en dini bütün diyebileceğimiz Katoliklerde dâhil olmak üzere. Hal ve durum böyle olunca bir an dedim ki az sonra özgürlükler dünyası Amerika’da gazetecilerin özgürlüklerini göreceğim dedim ama filmde bu kısım biraz daha yumuşatılmış. Tepkiler çekiyorlar ama hala yaşıyorlar. Herhangi bir tartaklanma yok. Her ne kadar en büyük güce dine Katoliklere karşı bir tutum sergileseler de bu haberi hazırlamayı başarıyorlar.

Tabi bu başarıda giden yolda birçok şeyi beraberinde görüyor5lar ve tecrübe ediyorlar. Kimlerin bu olaylar olurken sessiz kaldığını kimlerin neleri ne şekilde örtbas ettiğini görüyorlar. Ama en sonunda haberi basıyorlar ve internette yayımlıyorlar. Hem de kurbanların mektupları ile beraber. En sonunda ekibin telefonları kitleniyor. Haber yayımlandıktan sonra herkes tüm kurbanlar onlara ulaşıyorlar. Ulaşanların sayıları yani kurbanlar bu sapıklıklara maruz kalanların sayıları yüzleri binleri buluyor. Bu tip sapıklıkların yaşandığı olaylar ise sadece filmin yani olayların geçtiği Boston da değil, Amerika’nın tüm şehirlerinde ortaya çıkıyor.

Boston kardinali görevden istifa ediyor, rahipler ayrılıyor vs. tipik bir temizlenme gibi görünen temizlik başlamış oluyor. Bu arada bu filmde değil sadece gerçek hayatta oluyor. En sonunda yazılardan bu temizlik ile ilgili bilgileri alıyoruz. Tabi bu temizlik sonrası gelenler ne derece temizdir bu konuda hiçbir bilgi yok.

“Bazen, zamanımızın çoğunu karanlıkta tökezleyerek harcadığımızı unutmak kolaydır. Birden ışık yanar ve suçlanacak bir şeyler bulunur.”

Burada benim takıldığım nokta rahiplerden çok bu sistemin çocuklara yaptığı daha doğrusu çocukları uğrattığı travmatik durum. Sadece cinselliği bu şekilde yaşamaları bile yeterince kötü bir durum iken bir yandan da saygı duydukları bir şekilde sığındıkları, inandıkları, yaradan gücün elçileri olarak varsaydıkları kişilerden ve sistemden böyle bir şey görmüş olmaları. Bu olaylardan sonra onların ellerinden onlar için belki de tek bir dalı koparıp almış oluyor bu sapık iğrenç şerefsizler. Düşünseniz bunun kendi başınıza ya da kendi çocuğunuza veya bir tanıdığınıza yapıldığını. Sadece inandığınız bir kimsenin yok olması değil, inandığınız sistemin de yok olması ve bir anda çökmesi bu. Her insan için olmazsa olmaz olan ve zamanı geldiğinde yaşanan cinsel duyguların, dürtülerin, aşkın bu şekilde gösterilmesi ve istemsiz bir şekilde uygulanması, zorla bir şeylerin yapılması ve sonrasında sizi bu sırla baş başa evinize yollaması.

Aklınızda kalan adı ile din, rahip, inanç gibi isimler bir anda sapık çatısı altında toplanıyor. Olayın bu boyutu o insanın ömrünün her kademesinde karşısına çıkabilecek birer büyük dönüm noktası olarak çıkma zamanını bekliyor.

Daha kötüsü ise bunu kimse ile paylaşamıyor bu insanlar ve bir şekilde susturuluyor. Ha bir de bu seçilen çocukların benzer özellikleri var. Örneğin babasını kaybetmiş ya da annesini kaybetmiş çocuklar. Yani bir acısı var bir şekilde dayanak arayan çocuklar. Bu kadar zor bir durumda bu kadar büyük bir acıyı kullanarak bu şekilde bir yaklaşımda bulunuyorlar. Düşünebiliyor musunuz bilemiyorum ama bu kan dondurucu bir durum.

Bu sapıklıklar sadece tek bir dine ya da tek bir din adamı modeline ait değil elbette. Her dinde bu istismar mevcut, bizim ülkemizde de bu tip olaylar var biliyorsunuz. Tabi bunları ne kadarı gün yüzüne çıkıyor bilinmez. Ama bir gerçek var o da siz bu yazıyı okurken bir yerlerde bir din istismarcısı din adamı, ufacık bir çocuğa bir şeyleri zorla yaptırma çabası içerisinde. Bu konuda bir detay yazamıyorum çünkü aynı paragrafın için çocuk adının geçtiği bir yazıda bu detayları yazabileceğimi düşünemiyorum. Düşünemediğim bir diğer konu ise bu tip bir sapık ile karşılaşırsam eğer bir gün ya da bu tip bir olaya bir şekilde şahit olursam ne yaparım ya da ne gibi bir tepki veririm bunu düşünemiyorum. Filmi izlerken bile birkaç noktada empati yeteneğimi kullandım ve dişlerim ağrıdı inanın. Sonrasında filmi sanki gerçek hayat kesiti değilmiş gibi seyrettim ki az biraz sakinleşmek için.

Aslına bakarsanız bu konuda sakinleşmememiz gerekiyor. Bu iğrenç sapık pislikleri bir şekilde cezalandırmalı ve çocuklarımızın yakınlarından çok ama çok uzaklara bir yerlere koymalıyız. Hatta bana sorarsanız bunları… Neyse!

Günümüzde süper güç denen Amerika’nın başkanın bile karıştığı çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarını biliyoruz, görüyoruz, okuyoruz. Çok zengin kimselerin, çocuklara yönelik neler yaptığını vs. okuyoruz, seyrediyoruz. Ama tüm bunların yanında din adamı denilen ve insanların yürekten inandığı değerleri, inançları sözde öğreten ve temsilci olduklarını söyleyen kimselerin, bu tip olaylarda adının bile geçmesi çok ama çok kötü bir durum iken, bizzat bu sapıklığı yapan kişiler olmaları inanın hiçbir şekilde affedilemez bir durum. Diğerleri de affedilemez elbette bu konuda herhangi bir tutulacak yan yok.

Hala bu tip olaylar oluyor ve olmaya devam edecek. Bizlerin elinden ise bunları yazmaktan başka bir şey gelmeyecek. Süper boktan dünyamızın süper iğrenç bir sistemi olarak yaşamaya devam edecek bu sapık pislikler. İğrenç sistemden beslenen, iğrenç sapıkların ellerinde gelecekleri kararmaya mahkûm masum çocuklar. Daha hayatı anlamadan neyin ne olduğunu daha bilmeden ailelerin emanet ettiği, çocuklar için korku ve endişe yerleri. Kimseye anlatamayacakları şeyleri yaşayacakları ama asla unutamayacakları yerler.

Daha sayfalarca yazabilirim. Sinirlerimi oldukça sarsıyor bu tip konular. Fakat siz filmi seyredin. Seyredin ve kendi sinirlerinize göre sizlerde bir şeyler yapın.

Oyuncu kadrosu

Bu arada filmin kadrosuna değinmeden geçmek olmaz çünkü hakikaten çok sağlam oyuncularla dolu bir kadrosu var. Michael Keaton (çok eski batman şimdilerde Birdman) Mark Ruffalo (Bence son derece başarısız Hulk) Rachel McAdams (Sherlock Holmes’ün tehlikeli ama belki ölü sevgilisi) Liev Schreiber (Wolverine’in abisi ve bu kadroda en takip ettiklerimden) Benim bildiklerim bunlar aslında daha çok iyi oyuncular var ama dediğim gibi bildiklerim bu kadar. Mark Ruffalo bence abidik gubidik süper kahraman saçmalıklarından vazgeçip bu tip filmlerle devam etmeli. Oyunculuğunu gösterebilmiş ve gerçekten ben sadece süper kahraman filmlerinde oynayacak biri değilim demiş. Rachel McAdams ise seksapelliğinin dışında yeteneklerinin olduğunu göstermiş müthiş bir oyuncu olduğunu göstermiş. Kendisini seyretmek güzeldi. Liev ve Michael abiler için zaten bir şey söylemeye gerek yok.

Boston Globe Spotlight Web Sayfası

Spotlight IMDb sayfası

Gerçek hayattaki Spotlight ekibi ve filmdeki Spotlight ekibi
spotlight-team

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.