Vergi Borçları

Bu yazımda sizlere başımdan geçen sinir ve asab bozucu bir olayı anlatmak istiyorum. Bunu yazmamdaki neden ise sizlerin de başına gelmesi muhtemel bu tip olayları, sorun büyümeden bitirebilmek. Vergi borçları bildiğiniz üzere sistemlerin insanlar üzerinden elde ettiği en büyük gelir. Bu gelirin nereye gittiği hangi sebeplerle nerede kullanıldığı sadece göstermelik olarak gösterilir ve anlatılır. Alınan ücretler ne kadar hak edilendir bu konu tartışılır.

2007 yılında çalıştığım şirketin ortaklarından birine ait olan bir araç ile bir ceza kesilmiş. Ceza direkt aracı kullanan kişiye yani bana kesilmiş. Biz o dönem bu cezaları alıp, şirkete veriyorduk ve şirket bu cezaların bir kısmını maaşlarımızdan kesiyor, bir kısmını ise kendisi ödüyordu. ma sonuç olarak bu cezalar bir şekilde ödeniyordu. Her nasılsa bu cezalardan biri ödenmemiş. Bu ödenmeyen ceza, aradan yıllar geçtikten sonra tekrar ortaya çıkıyor ve bir gün banka hesabımdan alınıyor. Evet yanlış okumadınız sorgusuz sualsiz olarak bu para çekiliyor. Açıklama kısmında ise sadece motorlu taşıtlar vergi dairesi yazıyor. İlk aklıma gelen aracımın vergisi ile alakalı olabilir geliyor fakat ben böyle bir otomatik ödeme vermedim. Üstelik yapılan işlemde ne için olduğuda yazmıyor. Her insanın yapacağı gibi bankanın bol üçlü numarasını arıyorum.

Sesli sisteme geçen bankamızın sesli sisteminde onbeş dakika kadar cebelleştikten sonra bir sonuç alamıyorum. Tekrar tekrar denemeden sonra birine ulaşıyorum. Ulaştığım kadın bana hesaplarınızı bloke edebilirim eğer şüpheli bir işlem görüyorsanız diyor. Ben görüyorsam? Yahu siz oradan göremiyorsunuz da ben mi göreceğim? Nedenini neden çekildiğini görmek istiyorum diyorum. Bunu göremiyoruz diyorlar. Ne kadar güzel değil mi? Büyük bir sinir ile kapatıp şubemi arıyorum. Şubem hala İzmir’de. Arıyorum ve birinin yardımcı olabileceği bilgisini alıyorum. Telefondaki görevli bana, motorlu taşıtlar vergi dairesi tarafından kesilen bir haciz olduğunu söylüyor.

Küçük bir şoktan sonra vergi dairesini arıyorum ve bana 2007 yılında kesilmiş bir cezanın, -ceza tutarı 116 TL gibi bir rakam- faizleri ile birlikte 489 TL olduğunu söylüyor. Bankadan çekilmesine rağmende hala göründüğünü söylüyorlar. Peki bu cezanın bana neden tebliğ edilmediğini soruyorum. Edilmiş deniliyor. Tebliğ edilse ben delimiyim neden ödemiyim ki? 2007’den 2015’e bu kadar yıl boyunca bu cezanın ne hale geleceğini bilmiyor muyum? Madem adres sistemine geçildi neden evime bir kağıt gelmiyor borcunuz var diye? Ya da neden bir mail, sms çağrı vs. yapılmıyor. Saçma sapan bin tane şey için sms atılıyor bunun için neden yapılmıyor? Seçim zamanında partilerden abuk subuk bin tane şey geliyor ve bunlara para harcanıyorda bu tip bir sistem için neden harcanmıyor?

Bu cezanın ödendiğinden eminim. Fakat bu cezanın ödendiğini kanıtlayamayacağımdan da eminim. Öyle sanıyorum vergi dairesi de aynı düşüncede. Bu tip olaylar birçok tanıdığımın başına geldi. Bir şekilde kanıtlandığında yanlışlık olmuş vs. denilip, borç siliniyor fakat kanıtlayamazsanız işte o zaman para kesiliyor. Kendi sistemsel sorunlarının, kaybettikleri ödeme bilgilerinin ve diğer tüm hatalarının ceremesini siz çekmiş oluyorsunuz. Bu vergiler karşılığında sanki size çok sağlam ve düzgün bir yol mu sunuyorlar? Hayır. Bu vergiler karşılığında çok iyi bir mahallede çok güvenli şartlarda çok sağlıklı mı yaşıyorsunuz? Tabiki hayır. Ama bu neden verildiği belli olmayan vergileri her türlü alıyorlar. Bir araçtan alınan vergileri toplasanız küçük dilinizi yutarsınız. Bunu ülkedeki araçlara vurduğunuzda sadece araçlardan alınan vergilerle neler neler yapılır bir düşünün.

İşin daha acısı ise bu sadece tek bir kalem. Yani bilmem kaç milyonluk ülkedeki, sadece bir kişinin bir vergi türünden başına gelen. Bu ve bunun gibi kaç tane vergi türü kaç tane gecikme bilmem nesi var siz düşünün. Bunları topladığınız zaman TBMM’deki çok sevgili vekillerimizin maaşlarını bilmem kaç senelik öder, üstlerinde uyudukları ceylan derili sandalyelerden de binlerce tane alırsınız. Ha tabi birde onların akrabaları, tanıdıkları eşi dostu var lütfen onlarıda unutmayalım. Gerçi onları doyurmak kolay. Bir yol ihalesi ya da metro yapımı ihalesi tamamdır. Bknz. bitmek bilmeyen İzmir Metrosu…

Kısaca demek istediğim insanın ağrına gidiyor. Sadece enayi yerine konulmak değil, hiç bir hakkı olmadan, sadece bir kez yaşayabileceğim hayatımı zorlaştırmaları, yaşanmaz hale getirmeleri sinirlerimi zıplatıyor. Kazandığımız üç beş kuruşuda bizden alıp abuk subuk vergilendirmelerle bizden almaları ve bu aldıkları vergilerle hiçbir şey yapmamaları, utanmadan birde vergilendirilmiş kazanç kutsaldır demeleri sinirime dokunuyor. Her şey dört dörtlük olsa tamam alın vergi mergi ne gerekiyorsa. Ama hem hiçbir şey yapmadan hemde her taraftan vergi alınması nedir? Zaten maaşlarımızdan alınıyor, araçlarımızdan alınıyor, kullandığımız herşeyden alınıyor daha neyden alınacak bilemiyorum.

Ama bize müstehak sanırım. Çünkü insanımızda boşvercilik olduğu için, sorgulamadan kabul eden bir yapımız olduğu için hiç sesimiz çıkmıyor. Bunu da çok sevgili devlet büyüklerimiz biliyor haliyle ve çok güzel kullanıyorlar. En basit örnek İstanbul trafiği ile ilgili bir şeyler söylediğimde çevremdekiler bile “ya sen daha alışamadın mı?” “sende hep söyleniyorsun, alış artık burası İstanbul” “yapacak birşey yok burası İstanbul” diyorlar. Tabi bir gün eve gitmek için 4 saat yolda kalıncada burası İstanbul ne yapalım deriz. Ben nedense alışamıyorum alışmak da istemiyorum. Çünkü bu doğru değil. Düzeltilmesi gereken bir sorun. Bu dile getirilmedikçe bu hali ile devam eder ve bunu çekenlerde yine bizler oluruz. Tabi bunu anlatmak ve bu bilinci kazandırmak imaknlı mı değil mi bilemiyorum. Sorgulamadan hemen kabul eden bir toplumun, bu tip bir konuda örgütlenmesi ve sorunu çözmeye yönelik hareketlenmesi mümkün müdür bilemiyorum.

Konunun özü arkadaşlar;

1- Buradaki adresden vergi borçlarınıza bakın.

2- Ödediğiniz vergilerin, trafik cezaların dekontlarını, ödendi belgelerini saklayın ve asla kaybetmeyin.

3- Sadece internetten değil, vergi dairesine gidip, borcum var mı yok mu diyerek sorgulatın.

Daha sağlıklı, daha düzgün, daha doğru, daha mutlu, daha insani yaşamak dileğiyle…