Skip to main content

Hemen hemen her blogda gördüğünüz “Bu Ay Okuduklarım” yazıları kervanına bende katılıyorum. Evet bende her ay okuduklarımı paylaşacağım bu aydan yani Ocak ayından itibaren. Fakat bir farkı olacak paylaşımlarımın. Kitap ve Yorum sitemizde yaptığımız kitap yorumlarına link vereceğim. Sizlerde bu linklerden kitaplarla ilgili detaylı bilgilere ulaşabileceksiniz. Şimdiden sizlere iyi okumalar.

Ocak 2015 benim için bir milad oldu. Kendime kızdığım bir konu vardı ve ben bu konuyu çözdüm. Kitap okuma alışkanlığımı köreltmiştim. 3 ayda hatta bazen 4 ayda bir kitap ya da iki kitap bitirebiliyordum. Çok uzun sürelerde, sürekli bölünerek okuduğumdan, kitaba odaklanamıyordum. Hiçbir şey yapmasamda sürekli ya bilgisayarda ya da telefonda zaman geçirdiğimi farkettim. Kendi kendime Ocak 2015’den sonra bu böyle olmayacak dedim. Küçüklüğümden beri en büyük zevkim ve en büyük tutkum olan kitaplara geri döndüm. kitapveyorum.com blog sitemizi de yayına aldıktan sonra, daha büyük bir şevk geldi. Hem kendime verdiğim sözler hemde yeni blog sayfası sayesinde, eskiden olduğu gibi okumaya başladım. Çok eskiden okuduğum kitapları tekrar okumak, yeni yazarlar keşfetmek ve çok daha düzenli bir okuma listesi yapmak öncelikli hedeflerim.
Sizler de önerilerde bulunmak isterseniz çok sevinirim.

Okuduklarımı takip etmek isterseniz;
kitapveyorum.com/metinyilmaz
goodreads.com/metinyilmaz

Bu Ay Okuduklarım – Ocak 2015

Not 1: Kitap ve Yorum’da tanıttıklarımı ve yayına alınmış olanları linkliyorum. Henüz yayında olmayan yazı olursa onlarıda yayına alındıktan sonra buraya ekleyeceğim.

Not 2: Kitaplarla ve yazarları ile ilgili puanlama yapmak, yıldız vermek bana çok yanlış geliyor bu sebeple bunu yapmayacağım asla. Ne olursa olsun tüm kitaplar birer eserdir ve değeri vardır. Bu değeri sorgulayacak ya da bunun ederi bu puandır, bu kadar yıldız hak eder gibi bir saygı yoksunluğunda bulunmayacağım.

Not 3: Okunacak çok fazla eser var. Tüm bunlar arasından hangilerini öne almalısınız? Bunun la ilgili önerilerde bulunabilirim. Olmazsa olmaz listemizde ya da vaktiniz olduğunda okumalısınız gibi önerilerde bulunmaya çalışacağım. Bir nevi sıralama yapmış olacağız. Örnek vermek gerekirse; Hayvan Çiftliği olmazsa olmazdır ve bir an önce okunmalıdır. Ölüm Pornosu ise vaktiniz olduğunda okunmalıdır, gibi önerilerde bulunmaya çalışacağım. Olmazsa olmaz yazdıklarım çok beğendiklerim ve mutlaka okunmalılardır. Yazmadıklarım ise vakit olduğunda okunabilir eserlerdir. Tabi demek değildir ki vaktiniz olduğunda olanlar kötüdür bu sadece kişisel fikrimdir. Belki ben kitabı anlamamış ya da yanlış düşünüyor olabilirim. Bununla ilgili sizlerinde fikirlerini duymak isterim hem böylece kitabı tekrar okuyup değerlendirebilirim.

Not 4: Burada ki her düşünce, öneri ya da yorum şahsi fikrimdir, katılmayabilirsiniz elbette. Bunu belirtmekte yarar görüyorum çünkü insanların tepkileri çok farklı olabiliyor…

Not 5: Kitap ve Yorum linkleri ile yorumlara ve kitap özetlerine ulaşabilirsiniz.

Tavandaki Kukla – Ingvar Ambjörnsen

Beyaz Zenciler gibi bir romandan sonra tatmin etmeyecektir. Fakat hem yeraltı edebiyatını tamamlamak hem de Ingvar Ambjörnsen için okunabilir bir kitap…
Yazının devamı için…

Göğü Delen Adam – Erich Scheurmann

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Medeniyetten uzaklarda bir yerlerde yaşayan bir yerli, yaşadığımız kentleri yorumlarsa ne olur? İşte bunun cevabını bu kitapta bulacaksınız…
Yazının devamını kitap ve yorum’da yazacağım…

Tekeşlilik – Adam Phillips

Tekeşlilik üzerine bir tür eleştiriler bütünü diyebiliriz. İçerisinde deyişlerin bulunduğu, farklı fikirlerin ve düşünelerin kitabı…
Yazının devamı için…

1984 – George Orwell

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

1984 ile ilgili ne denebilir ki! Fevkaladenin fevkinde diyelim bu kitabı anlatmaya yetmesede…
Yazının devamını kitap ve yorum’da yazacağım…

Pulp – Charles Bukowski

Genelde sevilmeyen yazarların başında gelen Charles Bukowski’nin, sevdiğim romanlarından birini tekrar okuyorum. Evet Pulp’ı 2009 yılında okumuştum. Fakat kitap ile ilgili birçok ayrıntıyı hatırlamıyordum. Tekrar okumaya karar verdim ve hemen başladım. Kitap çok sürükleyici olduğundan birkaç güzel saat içerisinde bitiyor.
Yazının devamı için…

Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Söyleyebileceğim çok fazla bir şey yok aslında. Kitap tek kelime ile mükemmel ve eğer okumadıysanız mutlaka okumanız gereken bir kitaptır. Okunmazsa olmaz listemizin en üst sıralarında olması gereken bir eserdir. Bu benim ikinci okuyuşum. Fakat kitabı on kez daha okuyabilirim. her defasında aynı hazzı alabiliyorum…
Yazının devamı için…

Mavi Tüy – Richard Bach

(Olmazsa olmaz…)

Richard Bach’ın Martı romanından sonra okuduğum ikinci kitabı Mavi Tüy oldu. Martı’daki gibi bir beklenti ile okumaya başlamadım tabi. İlk başlarda konu çok ağır ilerliyor ve biraz yorucu gidiyordu. Ortalarına doğru biraz daha ilgi çekici hale geliyor ve sonlarına doğruda daha büyük bir şevkle okumaya devam ediyorsunuz.
Yazının devamı için…

Hayvan Çiftliği – George Orwell

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biridir Hayvan Çiftliği. Söylenecek fazla bir şey yok aslında hemen alınmalı ve okunmalı. Zaten elinizden bırakamadan birkaç saat içerisinde bitireceğinizden eminim. Bıraktığı kesif tat ise yıllarca çıkmayacak aklınızdan…
Yazının devamı için…

Satranç – Stefan Zweig

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Hani bazen önerileri değilde sadece kitabın adından etkilenip alırsınız ve iyi bir kitap okuyacağınızdan emin hissedersiniz ya kendinizi, işte Satranç’da ben birebir bunu yaşadım. Evet Stefan Zweig’i duymuştum iyi bir yazar olduğunu biliyordum fakat bu kitapta ilk olarak dikkatimi çeken Satranç olmuştu…
Yazının devamı için…

Kırmızı Pazartesi – Gabriel García Márquez

(Olmazsa olmaz…)

Çok büyük bir beklentiyle başladım Kırmızı Pazartesi’ye. Fakat benden kaynaklanan nedenlerden dolayı kitabı sırf okumak için okudum. Söylenildiği gibi bir solukta değil, bin solukta bile bitiremedim. Kendimede bu konuda çok kızdım…
Yazının devamı için…

Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupéry

(Olmazsa olmaz…)

Pilot Antoine de Saint-Exupíery tarafından, 1943 tamamlanan roman, New York`ta bir otel odasında bitirilmiş. Kitapta yazarın çizimleride yer almaktadır. Kitap ilk yazıldığı zaman şu anki halinden çok daha uzundur. Fakat romanı kısaltması istendiğinden şu anki haline gelmiştir.
Yazının devamı için…

Delifişek – Jose Mauro de Vasconcelos

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Delifişek, Vasconcelos’un Zeze serisinin son kitabı. Zeze artık bir çocuk değil, genç bir delikanlıdır. Ne şeker portakalı ağacı ne kurbağası Adam, ne de hayali arkadaşları kalmıştır. Artık gerçek arkadaşları vardır…
Yazının devamı için…

Güneşi Uyandıralım – Jose Mauro de Vasconcelos

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Güneşi Uyandıralım, Şeker Portakalı’ndan sonra okumanız gereken devam kitabıdır. Kahramanımız minik Zeze biraz daha büyümüş ve artık eski ailesi ile değil, evlatlık verildiği mükemmelist ailesi ile birliktedir. Fakat hala yaramazdır hala uslanmazdır hala küçücüktür…
Yazının devamı için…

Wolverine Back in japan – Jason Aaron

Çizgi romanda sıkılınmaz evet ama sanırım ben bir ilki yaşadım. Marvel editörleri de oldukça sıkılmış olmalılarki böyle bir çalışma hazırlamışlar. Tamam çizerler farklı her bölümde farklılıklar gösteriyor ona bir şey demiyorum ama hikaye bütünlüğü yok. Kopuk kopuk ilerliyor gibi geldi bana…
Yazının devamı için…

Tam Benim Tipim – Simon Garfield

Diyelim ki tipografi ile aranız çok iyi fontları yani yazı tiplerini çok seviyorsunuz ve hikayelerini merak ediyorsunuz. Helvetica nasıl Helvetica oldu? IKEA’nın fontunu değiştirmesi neden bu kadar olay oldu? Bir fontu bir gruba, millete has kılan şey ne? Sular altında kalan yazı karakteri hangisi? Steve Jobs neyi herkesden önce gördü?…
Yazının devamı için…

Şeker Portakalı – Jose Mauro de Vasconcelos

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Küçüktüm, evde abimlerin ve ablamın peşinden koşardım. Kitap okurlardı, kitaplar hakkında konuşulurdu, birbirlerine kitap hediye edelerdi. En büyük abim Ankara’da üniversitede okuyordu. Abim her geldiğinde onlara kitaplar getirir yada önerirdi. Fakat bana kitap getirmezdi sürekli “Sen daha küçüksün” derdi…
Yazının devamı için…

Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

Güzel olduğunu bildiğim, az beklentiyle başladığım ve çok ama çok fazla beğendiğim bir roman Kürk Mantolu Madonna. Hemen hemen her yerde karşıma çıkan, herkesin dilinde olan bir kitap olduğundan uzun süre ilgilenmemiştim…
Yazının devamı için…

Django Unchained – Quentin Tarantino

Çizgi roman dendiği zaman nedendir bilmiyorum içimde bir kıpırtı olur. Kendimi bildim bileli çok severim. Küçüklüğümde Red Kit okurdum o kadar büyük bir haz alırdım ki anlatamam. Sonrasında birçok çizgi roman okudum. Kimisinin çizgileri büyülerken kimilerinin hikayesi hoşuma gitti.
Yazının devamı için…

Martı – Richard Bach

(Olmazsa olmaz… Mutlaka okuyun!)

İlk okuduğum kitaplardan biriydi Martı Jonathan. Çok sevmiştim ilk okuduğumda ve şimdi yıllar geçti tekrar okudum. Birebir aynı tebessümle aynı zevkle okudum. Oldukça kısa bir kitap aslında Martı, hatta o kadar kısa bir kitap ki en fazla bir saat içerisinde bitirmiş oluyorsunuz. Fakat verdiği tat yıllar boyunca gitmiyor aklınızdan. Tam bir düşünce ziyafeti diyebiliriz Martı için…
Yazının devamı için…

Ölüm Pornosu – Chuck Palahniuk

Chuck Palahniuk severek okuyor, akıcı buluyorsanız ya da Dövüş Kulübü gibi bir eser bekliyorsanız Ölüm Pornosu’nu aldığınız rafa geri bırakınız. Chuck Palahniuk abimizin kitaplarını çok severim, akıcıdır dili çok hafiftir çok yormaz sizi…
Yazının devamı için…

Bütün Atlar Kaybetmeye Koşar – Charles Bukowski

Bütün Atlar Kaybetmeye Koşar, Bukowski anlatımı ile Schultheiss çiziminin bir araya geldiği güzel bir çizgi roman. İlker Genç’in tercümesiyle elimize ulaşan bu çizgi romanda Özellikle çizgi roman severlerin çok seveceğini düşünüyorum…
Yazının devamı için…

kayigim-rosinha
Kayığım Rosinha – Jose Mauro De Vasconcelos ile okumaya devam ediyorum. Bitmesin diye az az okuyorum resmen! O kadar güzel bir roman ki…

Good Reads

Good Reads kullanıyor musunuz ya da duydunuz mu bilmiyorum ama tavsiye ederim oldukça güzel bir platform. Her yıl yapılan okuma hedeflerinin belirlendiği bir özelliği var sitenin. Buna okuma meydan okuması deselerde ben meydan okuma yerine hedef diyorum. Benim 2015 Reading Challenge hedefim, 100 kitap. Zaten bu ay 21 kitap okudum. O yüzden hedefi düşük tutmuşum sanırım 🙂

ocak-2015-bu-ay-okuduklarim-2

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.