Nisan ayı iyi bir okuma ayı olmadı. Az biraz kaygılar, çokça biraz ne oldu, ne olacak düşünceleri, bolca gelecek planları ve her planın yanında bulunan kaygılarla geçen biten aylardan biri oldu. Hal ve durum böyleyken kitaplara sığınma zamanları arttırıldı. Arttırıldı fakat odaklanma sorunu dolayısıyla okuma zorlaştı.
Bu ay okuduklarımın içinde Memleket Hikâyeleri, Kısa Öykünün Büyük Ustaları, Ben, Robot, Yüz Yıl Sonra Savaşan Çizgiler, Türkiye’nin Yakın Tarihi özellikle önereceğim, es geçilmemesini tavsiye ettiğim kitaplar. Çizgi roman olarak ise Uçma Sanatı mutlaka okunmalılar arasında.
Ben, Robot – Isaac Asimov
Bilim kurgu kitaplarına robotbilimin üç kanununu kazandıran Asimov’dan robot hikayeleri. Her kitabında olduğu gibi akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı. Bilim kurgu severler özellikle kaçırmamalı.
Türkiye’nin Yakın Tarihi – İlber Ortaylı
Çok akıcı, düzgün bir anlatım ve objektif bir bakış açısı. Yani İlber Ortaylı. Yorumlamak yanlış olur, kitap çok ama çok iyi alın okuyun ve okutun.
Uçma Sanatı – Antonio Altarriba, Kim
Az biraz eğlence, çokça tarih, bolca hüzün dolu bir çizgi roman. Neler olmuş neler dediğimiz tarihin bir uzak kıyısı daha görüntüleniyor önümüzde. İnsani hırslar, anlamsız itişmeler, gereksiz sevgisizlikler ve tabi biten ömürler. Hepsinden daha fazlasını bulabildiğimiz dolu, çok dolu bir çizgi roman. Gerçek ve iyi bir şeyler okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Memleket Hikâyeleri – Refik Halid Karay
Çok güzel bir dil ve çok akıcı bir anlatımla bizden hikayeler yazmış Refik Halid Karay. Ne ise o ama bir eksik bir fazla yok, kimseye iltimas geçmek de yok. Kim neyi ne kadar hak ediyorsa yazmış. Çok iyi yapmış çok güzel anlatmış bizi bizlere. Mutlaka okunmalı ve okutulmalı.
Sophie’nin Başına Gelenler – Comtesse De Segur
Yaramaz kızımız Sophie’nin yaramazlıkları olarak özetlenebilecek bir çocuk kitabı. Çocuklar için oldukça yararlı ve güzel bir okuma olacağını düşünüyorum.
Kısa Öykünün Büyük Ustaları – Celâl Üster
Okumayı düşündüğüm ama kitaplarını bulamadığım yazarların eserlerini okuma şansına kavuştuğum bir kitaptı. Celal Üster’in çevirisi ile birlikte çol güzel bir okuma keyfi yaşattı. Kısa öyküleri bulunan yazarların kitaplarını araştırdım ve okuma listeme aldıklarım oldu. Her yönden çok yararlı ve çok iyi bir kitap olmuş. Okumanızı tavsiye ederim. Bu tip derlemelerin Rus, Fransız, İspanyol, İskandinav edebiyatı seçkilerini de görmek isterdim.
Yüz Yıl Sonra Savaşan Çizgiler – İzzeddin Çalışlar, Mesut Yaşar Tufan
Savaşın hangi yılında ne olmuş adım adım verilmiş. Sonrasında o yıl içinde çıkan karikatürlere ve kartpostallara yer verilmiş. Bu güzel bir çalışma ile bizlere savaşı anlatan bir kitap olmuş. Bu arada kağıt kalitesi çok iyi. Bence böyle bir çalışma ciltli olmalıydı. Emeği geçenlere hem teşekkür hem de tebrik etmek lazım.
Albaya Mektup Yok – Gabriel Garcia Marquez
İncecik bir Marquez klasiği öykü. Güzel bir konu özellikle sonu çok güzel bitiyor bence. Ama sıkılmadan okumak oldukça büyük bir marifet olsa gerek. Kırmızı Pazartesi ve Albaya Mektup Yok yazarla ilk kez tanışacak okurlar için tavsiye etmeyeceğim iki kitap.
Pericles – William Shakespeare
Kral Pericles’in en sevdiklerini kaybetmesini ve sonrasında onları geri bulmasını anlatan bir tiyatro eseri. Shakespeare’in diğer eserleri gibi bir ün kazanamamış olmasına rağmen beğeni ile okuyabileceğiniz türden bir kitap.
Epileptik – David B.
İyi hazırlanmış bir biyografik çizgi roman. Fakat konulardan konulara geçiş hızı sebebiyle, az biraz ambale oluyorsunuz. Yazara yetişme sorun olmuyor ama olayların niceliğini anlama kısmı biraz yorucu hale geliyor. Çizgiler rahatsız edici denmiş ama bana o kadar rahatsız edici gelmedi. Bazı yerlerde klasik işlenenleri yine burada da görmek sıkıcı bir hal aldı. Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bunların haricinde sonlara doğru nasıl toparlanacak ya da dağınık mı kalacak diye düşündüm ve itiraf edeyim az biraz bitsin artık dedim.
İyi okumalar.