Fısıldayarak şarkı söyleyipde sesini sevdiğim nadir müzisyenlerden biridir Joshua Radin. Hakikatende sesini bilerek mi bu kadar kısıyor yoksa orjinali mi böyleydi bilemiyorum ama bildiğim sesi güzel ve kesinlikle sizi bir yerlere götürüyor sorgusuz sualsiz. Nedendir bilemiyorum ama bana Ben Harper’ı hatırlatan bir tonu var. Ben Harper’ın Another Lonely Day tadını çok yoğun hissettiğim Joshua Radin’de benzer bir çizgi gördüm. Oldum olası akustiğe dayanamam ve teslim olur götürdüğü yere gider hayaller alemine dalarım. Sanırım Joshua Radin’in yapmak istediğide bu. Read More
Hani bazen bir müzik duyarsınız ve anlamsız şekilde bu sesin sahibine karşı bir güven hissedersiniz ya işte Bon Iver’ın solisti Justin Vernon’da bu hisse fazlasıyla kapılıyorsunuz. Abdnin Wisconsin eyaletinde küçük bir şehri olan Eau Claire’da başlayan müzik macerası Grammy ödüllerine kadar gitmiş bir grup Bon Iver. Indie folk, folk rock, baroque pop türlerinde müzik yapan grubun, For Emma, Forever Ago (2007) ve Bon Iver, Bon Iver (2011) adlı iki stüdyo albümü ve 2009 yılında çıkardıkları Blood Bank adında birde EPs’i var. Read More
Gitara meraklı olan benim gibi hemen hemen herkesin rüyasıdır stüdyo kalitesinde kayıt yapabilmek. Gibson bu rüyamızı gerçeğe dönüştürmek için Memory Cable adını verdiği bir kablo yapmış. daha doğrusu sadece gitarlar için değil elektronik hemen hemen tüm enstrümanlarda kullanılabilecek bir kablo yapmış. Ses kayıt uzmanı Tascam firması ile ortak yapılan bu kablo, entegre bir ses kaydedici barındıran 1/4-inçlik bir enstrüman kablosu ve gitar, bass, davul, klavye vb. enstrümanlarda CD kalitesinde ses kaydı yapabilmemizi sağlıyor. Read More
Kendisi yeni değil çok eski bir keşfim aslında ama yazısını hazırlıyp sizlerle paylaşmak bugüne kısmetmiş. Kaki King, “kadından gitarist nasıl olur?” sorusunun ete kemiğe bürünmüş cevabı. Asıl adı Katherine Elizabeth King olan Kaki King, 24 Ağustos 1979’lu olup ablamız sayılabilir. Kendisi bir gitar virtüözüdür. Gitar konusunda olukça deneyimli ve iyi olan Kaki King aynı zamanda ses bakımındanda şanslı doğanlardan. Film müziklerinden, (Doing the Wrong Thing – Into the Wild – Ritual Dance, Bari Improv August Rush) stüdyo albümlerine, konserlerine ve doğaçlama yaptığı çalışmalara kadar kendisi oldukça takip edilesi bir müzisyen.
Read More
Yine yeni bir müzik keşfini sizlerle paylaşıyorum. Klasik başlangıçları sevmem ama yapacak birşey yok klasik başlıyorum. Grubumuz Austin, Teksas’ın bağrından kopmuş, ambient/post rock karışımını sindirmiş, bizleri sürekli olarak bir yerlere götüren eşsiz parçalar yapmayı kendine görev edinmiş, tehlikeli derecede mükemmel bir sound ile karşımızda olan Balmorhea.
Read More
Hani bir arkadaş kesimi vardır siz onlara bir müzik dinletirsiniz yada bir müzisyeni gösterirsiniz “dinle bak çok güzel parçaları var” dersiniz o zahtı muhteremde dinler ve sonra gelir “ne oldu bir derdin mi var neden melankolik dinliyorsun?” gibi sorularla gelir. Sonra siz bu kişiye yok ne alakası var ben bu tarzı seviyorum melankolik değilim açıklaması yaparsınız hiç gereğide yokken. İşte bu tip bir durumla karşılaşmadan bir öneri yapmak istiyosanız Ingrid Michaelson tam size göre çünkü bu ablamız son derece mutlu şarkılar yapan her parçada sizi biraz daha umutlandıran, yüzünüzü güldüren hareketlendiren bir sanatçı. Ha tabi ablamızın süründüren parçaları da yok değil ama onlarda bile bir kıpırdanma yakalayabilirsiniz. Read More
Yine yeni bir müzik dehasını sizlere tanıtmaya çalışacağım. 8tracks tarafından keşfettiğim bu zahtı muhterem Coda kod adlı Jordan Sudak. Kendisi, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz sözünün en yakışanlarından biri. Müziklerini dinlemeden önce tipini görseydim önyargım beni ele geçirir ve bu zibidinin yaptığı müzikten ne olur lan! şeklinde son derece kamyoncu edası ile kapatırdım konuyu. Fakat çok şükür ki önyargılarımı dizginlemeyi başardığım kadar, tipine, ülkesine, cinsel tercihine vs. müzik dinlemiyorum. Read More
Müzik sevmeyen bir insan yoktur diye düşünüyorum. Beğendiği, sevdiği, dinlemekten keyif aldığı bir şarkıcı yada müzisyen olmayanda yoktur. Mutlaka hepimizin dinlerken bir yerlere gittiği bir şarkı vardır. Tabi herkesin zevki farklı özellikle müzik gibi çok geniş bir alanda, çok çeşitli türleri görebiliyoruz. Tabi bu türler arasında çok kötü olanlarda var. Ne yazık ki ülkemizde yapılan ve popüler olan müzikler daha doğrusu şarkılarında bir çoğu bu kötü diyebileceğim kısma giriyor. Tabi bu demek değilki Türkiye’de güzel müzik yapan yok elbette var hemde oldukça çok var ama popüler olanlar ve sürekli karşımıza gelenler oldukça kötü. Tabi maruz kaldığımız bu kötü müzikler, genel bir kitleye hitap ediyor adı üstünde popüler kültür. Fakat bir çok insan için bu işkenceye dönüşüyor. İşe giderken, işten çıkarken, yemek yerken, bişeyler içerken sürekli maruz kalınan bir durum. Tabiki modumuza yani o anki halimize göre bir çok tür müzik dinleyebiliriz herhangi bir kısıtlama yapmadan ama kötü müzik kulağını rahatsız eder insanın. Read More
Bu yazımda sizlere mükemmel piano sololarına sahip bir abimizi tanıtmak istiyorum. Kendisi 1971 California doğumlu olan Dustin O’Halloran. Kendisi hayranı olduğu Beethoven, Chopin, Philip Glass, Erik Satie gibi bizi başka bir yere götürüyor ve bunu yaparken çağımızın yani modern zaman melodilerinide birleştirip yapıyor. Read More
Evet ilk söylendiğinde herkesde aynı tepkiyi uyandıracaktır, “bisikletle müzik?” Dünyaya gelişi ile birlikte sürekli bisikletlerle haşır neşir olan müzik tasarımcısı johnny çok ilginç bir projeye imza atmış. Bisiklet ile müziği birleştirerek çok farklı bir tarz yakalamış. Read More
[…] İletişim […]